Bilmem Zikri
An sonrasını ben bilirim dediğin an da, Bir an da çıkar vücuttan can da, Bilmem buyursun ki dilin her an da, Azamet zahir olsun vücud-u can da…
An sonrasını ben bilirim dediğin an da, Bir an da çıkar vücuttan can da, Bilmem buyursun ki dilin her an da, Azamet zahir olsun vücud-u can da…
Bilir misin ne haldeyim yine, Bilir misin yanıyor yüreğim hasretinle… Ne özledim ellerini, Ne özledim gözlerini, Ne özledim gül gülüşünü, Bilir misin ne çok sevdiğimi seni… Şimdi yanında olmayı, Sımsıkı sarılıp sana doymayı, Sevgimi dünyaya haykırıp, Adını aşk koymayı… Bilir misin şu satırları yazarken, Sana olan aşkımın nasıl büyüdüğünü… Bilir misin seni ne çok düşündüğümü, …
Hüzün denizinde bir gemiyim, Dalga vurdukça savrulan… Sana demir attı yüreğim, Sahilim sensin, limanım sen. Tarif edemiyorum sevdamı, Bilemiyorum nemsin sen! Susuzluğumda kana kana içtiğim, Şerbetim sensin, balım sen. Bir gülüyorsun, güneş doğuyor dünyama, Asınca yüzünü kararıyor bu âlem. Kor ateşle yakıyorsun yüreğimi, Istırabım sensin, azabım sen. İçtiğim su musun, soluduğum nefes? Koca şehir oldu …
Var mıyım, yok muyum bilemiyorum. Az mıyım, çok muyum bilemiyorum. Şu topal yüreğimle ben, Arafta mıyım, sıratta mıyım bilemiyorum. Ne attığım adımı biliyorum ne bastığım yeri, Ne ruhumu bıraktı bedende ne başımda seri, Bir gün koştu gitti sevdamız, bir gün de geri, Âşık mıyız, maşuk muyuz bilemiyorum. Kâr etmiyor döktüğüm dil, Kulun bilmiyor ey Hak …
Selamun Aleyküm Bayrak, Benim adım Mehmet! Sarıkamış da senin için öldüm ben, Al kollarına sar beni, öyle götür mezara… Selamun Aleyküm Vatan, Benim adım Mehmet! Çanakkale de senin için öldüm ben, Sen namussun sattırma kendini namussuzlara… Selamun Aleyküm Evlat, Benim Adım Mehmet! Sen yaşa diye öldüm ben, Sen Türk oğlusun unutma atanı… Selamun Aleyküm Hilal, …
Arzuların sel olduğu yerde, Uzaktan uzağa sevdim seni… Dokunup okşamadan, Sarılıp koklamadan, O minicik yüreğimle, Kocaman sevdim seni… Anlatmadığım dertlerim vardı, Dinlemediğin sorunlar, Önümde uzun yollar vardı, Yapayalnız sevdim seni… Görmeyenin ışığa hasreti gibi, Duymayanın sese özlemi gibi, Bir yavrunun anasına sevgisi gibi, Karşılıksızca sevdim seni… Kimine sel oldum taştım, Kimine ateş oldum yaktım, Gün …
Ben bu dünyalık değilim, Ne bayat geliyor herkesin zevk aldığı şeyler, Kuru zevklerin harmanlandığı bu yerler, Aslında hepsi hiç bir şey iken sevdiğiniz her şey… Farkındayım da çaresi yok; Ben bu dünyalık değilim.
İçinde kendisi olan biriyim ben! Korkmaktan korkarım, Sevmeyi severim, Üzmeye üzülürüm, Kırmaya kırılırım. Sabretmeye dahi sabrım vardır. Derinlerde sığ yaşarım! En yakın olduğum an, En uzak olduğum zamandır.
Bugün, hep o oturup beni beklediğin yerde, Yine beni beklemeni beklerdim. O beklediğin yerdeyim, Bir bekleyen var! Var ama bir başkası, Bir başkasını bekliyor. Ben ise bakıp geçiyorum… Sessiz, buruk, hüzünlü… Kapatıyorum gözlerimi, Bakmama gerek yok beni beklediğin yere. Bekleyen hala sen değilsen.
Aciz, sevda bilmiş Leyla’yı, Aldanıp da anmamış Mevla’yı. Açmış gözlerini görmüş Huda’yı, Sende bulmuş muhteşem sevdayı. Behiç’im düştüm AŞK’a sevdaya, Gönül verdim Hak’a Mevla’ya, Ya Rab dünüm için de affeyle, Çok aldandım fani dünyaya.