Aylık arşiv: Mayıs, 2025

Sensin Sen

Denizine hasret bir gemiyim ben, Sahilim de sensin, limanım da sen… Özyurduna hasret bir turnayım ben, Dağım da sensin, dalım da sen… Dağlarda koşturan bir ceylanım ben, Çayırım da sensin, çimenim de sen… Hasret rüzgarında savrulan bir yaprağım ben, Rüzgarım da sensin, hasretim de sen…

Şerha Şerha

Sana olan sevdamın son katresindeyim. Çığlık çığlığa düşüyorum dudaklarından; Söylenecek tüm sözler söylenmişse, Ve buna rağmen ben hala konuşuyorsam, Ve buna rağmen sen hala dinliyorsan, Ya sen seviyorsundur, Ya ben seviyorumdur. Kristal kristal donmuş halde yüreğim, Küllerin savruluyor içimde esen rüzgarlarda. Ve ısdırapla doluyum ciğerlerime kadar. Yarılmış içim şerha şerha, lime limeyim, Bin parçaya bölünmüşüm, …

Peri

Önce bir güneş doğdu yıkık penceremden içeri, Sonra bir Peri, elleri ışıktan işlemeli; Gözleri derinlerden gelen bir hüzünle nemli… Önce yıkılan duvarlar altında kalan kalbimi bulup çıkardı, Sonra tertemiz yüreğiyle ruhumu battaniyelere sardı. Sen bende saklısın, bende gizli… Gözle görülür değilsin, sözle söylenir değil… Ulu orta dursan da, görünmezsin; Herkese gizlisin, bir banasın ayan…

Ben Senle Yeniden Doğdum

Bir hüzün çöktü yüreğime, Bir ölüm sessizliği sardı ruhumu, Kayıp giden umutlar vardı içimde, Ta ki göğsünde gözlerim kapanana kadar… Öylesine virane, öylesine bomboştum, Derin bir nefes ile yudum yudum sen doldum. Ve sonra… Ve sonra… Ben senle yeniden doğdum…

İçim Ezildi

İçim ezildi… Kimsesizliğim vurdu yüzüme, içim ezildi. Hüznün soğuk yanığı yaktı yüzümü, Acılar içinde kıvranıyorum, içim ezildi. Ellerim ceplerimde yürüyorum yine, Yıkılıyor yanından geçtiğim her bina, Ölüyor göz göze geldiklerim, Kayboluyor sevdiklerim, Gidiyorum… Terk ettim kendimi… Bir kuytu sokak ortasında; Bir gece yarısı terk ettim! Yeterdi benim bana bu yaptıklarım, yeter! Tahammül edemedim, terk ettim …

Yürüyorum Hayalinle

Yürüyorum ellerim ceplerimde, Gözlerimde tomurcuk yaşlar, Yürüyorum yine, Seninle el ele yürümeyi hayal ettiğim yollarda, Yine ben ve hayallerim, yürüyorum… Kulağımda ezan sesi yankılanıyor, İçimin yangınıyla yana yana yürüyorum. Gözümde tomurcuk yaşlar, Akıta akıta dua ediyor, yürüyorum. Ellerim ceplerimde, üşüyerek yürüyorum. Yetimliğimi ciğerlerime kadar hissede hissede yürüyorum. Yoruldum ama durmadım. Yine de yürüyorum, hayalinle…

Olmuyor

Mevlânâ demiş ya; “Yüzde ısrar etme, doksan da olur.” Doksan da etmedik, Seksen de olmadı. Yetmiş, altmış, elli olmadı, Israr etmedik, Kırk da olmadı. Ona kadar düştük yine olmadı, Sıfıra gidiyorum, olmuyor…

Masmavi

Masmavi gökyüzüne nispet gözleri, Bulutlara değer azref-i zürefâ. Sıcaklığıyla güneşi kıskandırır gülüşü, Bülbülleri âşık eder hoşneva.

Nasip Vaktine Esir

Oturdum Kız Kulesi’ne karşı; “Bana ne iyi gelir?” diye düşündüm. Sonra bir parça daha simit attım martılara; Aklıma senden başkası gelmedi. Dalıp gittim maviliklere doğru; “Olmayacak mı acaba?” dedim. “Hiç olmayacak mı yoksa vakti mi gelmedi?” Vakti gelmedi tabi ya! Çünkü nasip vaktine esirdi…